20 Kasım 2024 Çarşamba

TREN GARI 2.bölüm

                                                               

                                                             İkinci Bölüm

O an yansımama bakarken, yıllardır kaçtığım gerçeğin tam karşımda olduğunu hissettim. O gözler... Yorgun, küskün ama bir o kadar tanıdık. Bu kadar uzun zamandır kendimden kaçtığımın farkına varmam bir anda oldu. Zaman durmuş gibiydi. Gürültülü tren garı sessizliğe bürünmüş, yalnızca içimdeki uğultu kalmıştı.

Etrafımda birileri koşuşturuyordu. Bavullar tekerlekleriyle taş zeminde sürükleniyor, yüksek sesli duyurular kulakları dolduruyordu. Ama bu karmaşanın içinde tek duyduğum, zihnimin bana bağırdığı cümleydi: "Ne zamandır kendine bakmıyorsun?"

Adımlarım beni istemsizce ilerideki çıkış kapısına doğru yönlendirdi. Yavaşça garın dışına çıktım. Hava soğuktu, ama derin bir nefes alıp ciğerlerimi doldurdum. Yıllardır içimde taşıdığım yük bir anda daha ağırlaşmış gibiydi. O adamın gözlerindeki acıyı hissediyordum, çünkü onun taşıdığı her şeyi ben de taşıyordum. İkimiz aynı kişiydik, ama sanki birbirimizden habersiz yaşamıştık.

Dışarıda eski bir bank vardı. Yorgunlukla kendimi oraya bıraktım. Bir süre etrafıma bakındım. İnsanlar gelip geçiyor, kimse kimseyi fark etmiyordu. Garın hemen yanında küçük bir çaycı vardı. Bir bardak çay alıp tekrar oturdum. Çayın buharı yüzüme vururken, hayatımda ilk kez kendi hikayemi düşünmeye başladım.

Kaç yıldır bu kadar yorgundum? Kaç zamandır bu kadar kaybolmuştum? Tren yolculuğunda rastladığım o adamla göz göze geldiğimde, aslında kim olduğumu anlamıştım. Kendimle yeniden tanışmanın zamanı gelmişti.

Gözlerimi kapattım. İçimdeki sesler hâlâ susmuyordu. "Bu kadar yükü neden taşıyorsun?" diye sordu. Bilmiyordum. Belki alışkanlıktı, belki de bırakmaya cesaretim yoktu. Ama artık bırakmam gerektiğini hissediyordum. O bankta otururken kendime bir söz verdim: Kaçmak yerine yüzleşeceğim.

Çay bardağı elimde soğumuştu. Kalktım, tekrar tren garına doğru yürüdüm. İçeri girdiğimde her şey biraz daha netleşmişti. Bu sefer yansımalara bakmadım, doğrudan panoya yöneldim. Bir tren seferi seçtim. Nereye gittiği umurumda değildi. Biliyordum ki yolculuğun asıl amacı gittiğin yer değil, bıraktığın yüklerden kurtulmaktı.

Ve o trenin beni bir yerlere değil, kendime götüreceğine inanıyordum.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TREN GARI 5.BÖLÜM

                                                      TREN GARI             beşinci bölüm                                                   ...